27 Ağustos 2008 Çarşamba

Tatil donusu - 1 Austria

Iki haftalik Orta Avrupa turunu tamamladik..

10 gunde 3 ulke ve yaklasik 10 sehir gezdik geldik. Cok gorduk, cok dinlendik, cok keyiflendik.. Ikimizin de ihtiyaci varmis yasadigimiz is temposundan sonra..

Ilk duragimiz Venedikten Salzburg oldu. Ikinci defa arabayla sinir gectim.. Aslinda sinir diye birsey yok, sadece change officeler ve otobanda arabaniza yapistirmak zorunda oldugunuz odeme makbuzunu satan ofisler.

Daha once Viyana'ya bir yilbasi icin gitmistik arabayla ama ben yolda uyudugum icin sanirim farkina varamamisim, otoyollardaki duzenin ve ulkede hakim olan genel yesilligin.

Salzburg kucuk ama cok sevimli tarih kokan bir sehir. Eski sehrin icindeki kucuk dukkanlar, yoruldugunuzda susuzlugunuzu giderebileceginiz birahaneler, pastaneler, sehre tepeden bakan kalesi ve nerdeyse her sokakta karsiniza cikan muzik yapan sanatcilar ve baslarina toplanmis turistler..

Benim en cok hosuma giden binalarin haricinde, Mozart'in vaftiz edildigi sey (kase-havuz?? bilmem ki nedir ona), ve Mirabell Sarayinin bahcesi oldu. Inanilmaz guzellikte bir cicek bahcasi yaratmislar sarayin bahcesinde.

bir de tabi soylemeden edemiyecegim noel susleri dukkanlari.. Neden senenin bu vaktinde bu kadar cok noel susu satan dukkan gorduk pek anlam veremedim ama cok hosuma gitti. Ozellikle cam agac toplari sanat eserlerini andiriyordu.. Kirilacagindan korktugumdan alamadim tabi..
Salzburg'u tam bir gun dolastiktan sonra Linz'e dogru yola ciktik.. Aksam otelimize varip esyalari biraktiktan sonra kendimizi buyuk bir heves ve aclikla Linz sokaklarina attik.. Yurudukce kucuk kucuk ve oldukca pis gozuken kebapci, pideci, lahmacunculari gectikten ve sokaklarda varolan sessizligi ve terkedilmisligi pazar aksami olmasina bagladiktan sonra, 1 saatlik arastirmanin sonunda buldugumuz tek restorana girip firinda patates yemek zorunda kalip hayal kirikligi ile otelimize donduk. Firinda patatesin uzerine bulanmis kremadan bahsetmek bile istemiyorum..
Sabah uyanip kahvaltimizi meshur Linzer Torte ile yapmayi hayal ederek sokaga attik kendimizi, yaklasik yarim saatlik dolanmadan sonra bir pastane bulup oturduk. Ama Linzer torte bitmis oldugundan baska bir pastaneden ogle yemegi icin kendilerini satin alip kacarak Linz sehrinden uzaklastik..
Ogle yemegimiz aldigimiz muhtesem ekmeklerle yapilan sandwich ve ununu hak eden linzer torte ile oldukca keyifli gecti. Ben oyle bir keyiflenmisim ki Avusturya otoyollarinda her adim basi bulunan kucuk piknik alaninda icinde tum paramiz, pasaportlarimiz ve cuzdanlarimiz olan cantami birakip Cek Cumhuriyeti sinirina kadar da yoklugunu farketmemisim.
Ben kalp krizi gecirmek uzereyken arabayi buyuk bir sakinle piknik yerine kadar kullanan ve bana tek bir soz bile etmeyen kocami ne kadar sevdigimi ve takdir ettigimi bir kez daha bu olayla anladim. Cantaya gelirsek, piknik alaninda bankin uzerine yapistirilmis bir not bulduk. " Oyku ve Alberto cantanizi sehrin polis merkezine birakiyoruz, adlari ve adresleri" Inanamadim... Gercekten inanamadimmm. Salya sumuk aglayarak polis merkezine gittik cantami ve cantayi bulan ailenin detaylarini aldiktan sonra yolumuza devam ettik...
Tatilimizi bize geri iade eden aileye nasil tesekkur edilir gercekten bilemiyorum. Durustlugun ve insanligin olmek uzere oldugunu dusunup huzunlendigim anlarda bu aileyi hatirlayip, onlar icin hep guzel seyler dileyecegim...

1 yorum:

AycA dedi ki...

bende dileyebilirim onlar için güzel şeyler.. hala böyle insanlar var mı? ya da medeniyet buna mı deniliyor ..
geçmiş olsun