16 Mayıs 2012 Çarşamba

Valencia

Bu aralar yine benim basimi alip alip gidesim var... Hatta bazen donesim bile gelmiyor.. Bahardan belki ya da aliskanliklarim cagiriyor beni gerisin geri..

Son kacamagim Valencia...
Belki cok ihtiyacim oldugundan, belki bahardan, belki sehirin kendi guzelliginden, yasanilabiir sehirler listesine bir yenisini daha ekledim gidip dondukten sonra..

28 derece ile beni karsilayan guzesli piril piril havasi 4 gunluk tatilim boyunca beni hic terketmedi.. Giderken dusunmustum neler yapabilirim, nasil vakit gecirebilirim diye.. Son gun aglamak istedim bir kac gun daha kalamadigim icin..

Insanin modu da cok onemli tabi gittigin yerde nasil vakit gecireceginle alakali.. Ben kendime kurallar koymadim, listeler yapmadim..Kendimi Valencia'ya teslim ettim.

Genel izlenimler olarak...
La Ciudad de Las Artes y las Ciencias: Ispanyollarin unlu mimari Santiago Calatrava tarafindan tasarlanan bu Sanat ve Bilim sehri aslinda birkac farkli muzeyi barindiriyor icinde. Sanat muzesi, Bilim Muzesi, Akvaryum ve bir de kure seklinde bir sinema.


Ben aslinda en cok sinemayi merak etmistim, daha once Paris'te bir yerde seyredip kendimden gecmistim, tahminim bu da ultra teknolojik 3D filan bir sinemaydi. Neyse ben saatlerimi uyduramadim, Diger muzeleri gezdim. Nerdeyse butun bir gunumu aldi sehrin bu parcasini dolanmam. Akvaryumlari pek sevememisimdir zaten, bence bu da estetik guzelligi disinda vakit kaybetmeye degmez.. Hayvanlarin kapali kafeslerde yasatilmasi beni her zaman huzunlendirmistir.


 Aslinda surayi mutlaka gorun diyebilecegim bir yer yok Valencia'da.. Ben sirt cantami alip butun sehri nerdeyse yuruyerek gezdim. Genel izlenimler:
  • Mayis ayi Valencia icin iyi bir zamanmis. Ne oldugunu bilmedigim agaclar cicek acmis ve butun sehri mis kokutmus:) Dolasirken insan kendini botanik bahcesinde hissediyor.
  • Paella aksamustu 17:00 den sonra yenmezmis.. (Zaten yersem uyayumam diye dusunuyorum, insanin midesine oturuyor) 
  • Mercat Central en buyuk sabit pazari, baliktan et'e, meyve'den sebzeye herseyi satiyorlar. Insan gorsel bir senlik yasiyor. 
  • Gece hayati oldukca hareketli, insanlar aksam yemegine saat 22:00 civari basliyor. Cok sik mekanlar var, canli muzik dinleyebileceginiz kucuk mekanlar da serpistirilmis sokak aralarina.
  • Mercat central haricinde bir de Mercado de Colon var ki bence mimari ve estetik acidan cok daha sempatik. Ayrica gec saatlere kadar, deniz urunleri yiyebileceginiz cok sirin restoran-barlar var.
  •  Palau de la Musica ciddi anlamda uluslararasi onem tasiyan orkestra ve muzisyenlere yer veriyor. Salon cok buyuk degil ama akustigi gercekten cok iyi. Konsere biraz erken giderseniz, sera seklinde olusturulmus kafesinde "Cava" (kopuklu beyaz sarap) icip tapaslardan atistirarak gelen geceni izleyebilirsiniz:) Bu arada dikkatimi dinleyicilerin sikligi cekti.. Herkes ozenerek giyinmis, bu da aslinda ne kadar saygili olduklarini gosteriyor.
  • Boga Gureslerinin yapildigi tek yer sanirim artik Valencia. Barcelona ve Madrid'de artik gosteri yapilmasi yasaklanmis. Ben Valencia'da da yasaklanmadan bir goreyim diye dusunmustum ancak icim kaldirmadigi icin binasini uzaktan fotograflamakla yetindim.  Uzaktan bakinca Roma'nin Colosseo'sunu andiriyor.
  • Himm en onemlisi Ispanyollar Ingilizce konusmuyor!!!
  • Sabah kahvaltisinda kizarmis ekmek uzerine tereyag ve recel surup yiyorlar.
  • Oglenleri gercekten siesta zamanlari, ortalikta sadece turistler kaliyor.