16 Haziran 2010 Çarşamba

Sicilya

3 sene sonra tekrar Sicilya'ya donmek heyecan verici. Bu defa ucakla Palermo'ya oradan da arabayla Trapani'ye gittik. Arkadasimizin dugununden once 3 gunluk bir tatil ayirdik kendimize.
Havalimanindan arkadasimiz bizi aldi ve sabah kahvaltimizi yapmak uzere bir pastanede aldik solugu. Laf aramizda bu pastene yakinda bir subesini Roma'da acacakmis. Sicilya tatlilari gercekten insani obez eder. Sadece tatlilari da degil tum yemekleri, benim icin tam bir gastronomik felaket!

Trapani oldukca sade ve kucuk bir sehir, bir kac kucuk klise ve yenilenmemis guzel bina disinda pek bir sey begendigimi soyleyemeyecegim. Italya'nin diger sehirlerine gore deniz urunleri restoranlarda cok ucuz ve porsiyonlari devasa.

Kaldigimiz oteli ben internetten buldum. Sessiz ve temiz bir oteldi. Restoraninda yedigimiz ogle yemegi cok basariliydi. Bence yesilligi eksik biraz fazla beyaz, odalari da kucuk ama personeli cok saygili, kibar, odalarin temizligi de kayda degerdi.

Ilk aksam Trappani'de kaldik. Yuruyerek dolasirken bir sarap evi (Trapani & Vino: via carolina 42 trapani) bulduk. Yaklasik 3 saatimiz sarap icerek ve sahibi ile sohbet icerek gecti. Sahibi inanilmaz seker ve neseli bir adam. Caldigi muzikler muhtesem, kendisinin de bu muzikle arada bir dansediyor olmasi da ayri bir senlikti. Fotograf cekmedigime pisman oldum.

Ikinci gun deniz askim tutunca sabahtan yola cikip yaklasik 45 dakika mesafedeki Scopello ve Riserva dello zingaro'ya gittik. Denizin rengi beni kendine bir kez daha asik etti ve buz gibi sularina kendimi defalarca teslim ettim. Sonradan ogrendigimize gore Tonnara'da ozel mulk diye gordugumuz yerler aslinda pansiyonmus. Sadece bilenlerin gittigi, deniz ve gunesle butunlesmis cennetler. Iclerini bilemiyorum tabi ama disaridan bakildiginda oldukca harap gozukmelerine ragmen kendilerine ozel plajlari olmasi oldukca cekici. Ayrica dugun, parti vb organizasyonlarinda yapilabildigini ogrenmemiz hos oldu. Yeniden evlenecegimden degil ama hayal etmesi bile guzel.


Son aksamimizi ise Erice'de gecirmeyi planlamistik, Trapani'nin ustunde kalan dagin tepesinde kurulmus kucuk bir kasaba diyebiliriz. Dagin zirvesi hep bir bulutla kapli olur demislerdi ve oyleydi, enteresan bir havasi var. Teleferikle cikmamizi onermisti arkadaslarimiz biz de sozlerini dinledik, yukari ciktikca bulutun icine girdik, icine girdikce asagiyi goremez olduk. Aslinda cok yukselmesekte cok soguklasti hava ve cok usuduk.
Dar sokaklari, tas binalari olan cok gizemli bir yer, her sokagin nerdeyse sisle kapli olmasi da baska bir gizem katiyor sehre. Burasi badem ezmeleri ile unluymus, biz de eksik kalmadik, unlu pastanesinde tatlilarinin tadina baktik tabi.
Uzucu olan saat 8 deyince heryerin kapanmaya baslamasi oldu. Restoranlar dahil:(