Ada o kadar guzeldi ki, adadaki tum cicekler acmis, heryer yasemin, gardenya ve adini bilmedigim daha bircok cicegin kokusuyla bezenmis. Oyle ki kaktusler bile acmis.Yurudukce yuruyesi, dolastikca bakasi geliyor insanin. Haziran ayi iyi bir zamanlamaymis adaya tekrar gelmek icin.
Deniz bir icim su, hic bir yerde boyle siyah isil isil kum, ve boylesine derin bir mavi bir arada gorulmemistir. Tek sorun son iki senedir stromboli sularini isgal eden deniz analari. Kendileri aslinda cok guzeller, bordo ve lila renklerinde, ama yarattiklari etki o kadar iyi olmuyor. Bunlar zehirli olanlarindan. Stromboli icin cok kotu bir gelisme cunku yuzmeye doyamadigin sulardan korkar hale geliyorsun. Yine de biz azmettik, tekneyle acildik ve doyasiya denize girdik.
Adanin meshur volkani yerlesim yapilan bolgenin tam arkasinda kaliyor. Yani aslinda lavlarini biraktigi yer arka tarafta kaliyor. Tekneyle acildigimizda adanin arkasina dogru gittik. Volkan arada bir pufluyor ve taslari yerinden oynatip denize birakiyor. Hatta bir ara oyle bir costu ki bizim kaptan korkup uzaklastirdi tekneyi..
Bu tatilde gecti gitti boyle... Bir sonraki insallah Istanbul... bekle beni Istanbul:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder